top of page

Yemekli Sohbetler

Yemekli Sohbetler”… Adıyla bile, lezzet ve hikâyeyi aynı sofrada buluşturan, benim için gerçekten çok özel bir deneyim tasarımı. Aynı sofrada bir araya gelip, özenle hazırlanmış bir menüyü tadarken, o menüyü şekillendiren malzemelerin, tariflerin ve tarihsel bağlamların öykülerini anlatıyorum. İşte “Yemekli Sohbetler” tam da böyle bir kurgudan doğdu: hem göze, hem damağa, hem de dimağa hitap eden sofralar...

Bu benzersiz gastronomi kurgusunda, seçilen bir tema ya da malzeme üzerine derinleşiyoruz. Belki bir tarih dönemi, belki bir ürün ya da yemek kültürüne dair bir konu… Konu ne olursa olsun, bir şef ile birlikte bu temaya uygun özel bir menü tasarlıyoruz. O menüdeki her tabak, tarihsel bağlamıyla bir hikâye anlatıyor. Sürdürülebilirlik, biyoçeşitlilik, tarım, mutfak teknikleri, üretim gelenekleri, edebiyat ya da zanaatlar gibi pek çok konuyu, sofranın lezzetleriyle harmanlayarak anlatıyorum.

Yemekli Sohbetler”i biletli etkinlikler, özel davetler ya da kurumsal işbirlikleri şeklinde, farklı mekânlarda gerçekleştiriyoruz. Sofralarımızda lezzet kadar bağlam da önemli. Çünkü her tabak, yalnızca bir yemeği değil, aynı zamanda o yemeğin ardındaki kültürel birikimi, üretim yöntemlerini ve hikâyeleri taşıyor. Bu sofralarda sadece yemek yenmiyor; konuşuluyor, öğreniliyor, düşünülüyor…

Her seferinde, katılımcılarla birlikte hem geçmişin izlerini sürüyor, hem de bugüne ve geleceğe dair lezzetli bir bağ kuruyoruz. Bu sofralarda hedefim, yalnızca mideleri değil, ruhları ve zihinleri de doyurmak. “Yemekli Sohbetler”, bir sofrada buluşmanın çok ötesinde, bir hoş seda bırakacak bir deneyim yaratma çabası benim için.

4 Devirden Balık Hikayeleri Sofrası

İstanbul’da balıktan bahsetmemek olur mu hiç? Olmaz elbette! Hele ki bu kadim şehrin tarihini anlamak, kültürünü solumak istiyorsanız, denizlerin ve onların bize sunduğu lezzetlerin izini sürmek şart. İşte tam da bu düşünceden hareketle, İstanbul’un dört farklı tarih dönemine ışık tutan bir sofrada, balıklı ve deniz mahsullü lezzetler eşliğinde bir zaman yolculuğu yapmaya niyet ettik.

“4 Devirden Balık Hikayeleri Sofrası” dedik adına. Bol hikayeli, kimi zaman şaşırtıcı, kimi zaman dingin, ama hep lezzet dolu bir yolculuk! Bu yemekli sohbet etkinliğimizde, İstanbul’un antik çağdan bugüne uzanan mutfak mirasını, denizlerin bereketiyle harmanladık. Şehrin dört farklı dönemindeki balık hallerinde, bostanlarında, meyve bahçelerinde ve eski çarşılarında hayali bir tura çıkarken, bu şehrin bizden önceki sakinlerinin sofralarına da konuk olduk.

22 Ekim ve 12 Kasım 2022 tarihlerinde, Esra Düzdağ’ın ev sahipliğinde Cucina No 75’te gerçekleştirdiğimiz bu özel etkinliklerde, geçmişin tatlarını günümüz sofralarına taşıdık. Antik çağ, orta çağ ve yeni çağ kaynaklarından derlediğim özgün balık ve deniz mahsulü reçetelerini, günümüzden seçtiğimiz tatlarla birleştirerek, şef Deniz Barın’ın maharetli ellerine teslim ettik. Ortaya çıkan her tabak, sadece damaklara değil, hafızalara da hitap etti.

Menüdeki her yemek, tarihsel bir anlatının eşlikçisi oldu. Özenle seçtiğim reçetelerle, her tabağı geçmişin bir dönemiyle ilişkilendirdim. Davetliler bu lezzetleri deneyimlerken, İstanbul’un tarihine dair anlatılarla soframıza farklı bir boyut kazandırdık. Denizlerin İstanbul’daki yeri, balıkların bu şehirdeki öyküsü, sofralara taşınan eski reçeteler ve kullanılan malzemelerin önemi üzerine konuşarak, hem lezzetli hem de bilgi dolu bir “yemekte tarih var” deneyimi yaşadık.

Bu sofrada, sadece balık ve deniz mahsullerini değil, bir şehrin binlerce yıllık kültürünü, bir arada yaşama biçimlerini ve sofralardaki hikayeleri paylaştık. Bir yandan lezzetlerin tadına vardık, bir yandan da zamanın ve tarihin içinde gezindik.

Adıyla, tadıyla, tarihiyle ve tarifiyle... Bu balık sofrasında hep birlikte unutulmaz bir deneyim yaşadık!

Sonbahar Hasat Sofrası

Gastronomide mevsimsellik ve yerellik benim için her zaman çok kıymetli. Her mevsimin kendine has bir rengi, ahengi, ritmi var ve bu ritmi, hayatın telaşı içinde bazen unutur hale geliyoruz. İşte bu yüzden, doğanın bize sunduğu bu döngüyü hatırlamak ve mevsimlerin getirdiği güzelliklere kulak vermek, ruhumuzu ve sofralarımızı zenginleştiriyor.

Sonbahar… Yazdan kışa dönerken, sarı ve kızılın kehribar tonlarında bir geçiş mevsimi. Yılın son hasat zamanı; emeğin karşılığını almanın, toprağın cömertliğini kutlamanın vaktidir. Narlar, ayvalar, cevizler, zeytinler, elmalar, mantarlar… Doğa, her malzemeyi kendi rengine boyarken, hepsini bir ahengin parçası haline getiriyor. İşte bu ahengi hissetmek ve mevsimin sunduklarına saygıyla yaklaşmak istediğimiz bir dönemde, sonbaharı selamlamak için bir sofra kurduk.

Kasım 2023’te, iki farklı tarihte iki “Sonbahar Hasat Sofrası” hazırladık. Bu özel buluşmalar, Ceren Kılıç’ın ev sahipliğinde Levent’teki Loftmutfak’ta gerçekleşti. Masalarımız, Fidan Kandemir’in zarif dokunuşlarıyla tasarlandı. Akşamın lezzetlerini ise Şef Nazlı Türker’in mevsime özel olarak tasarladığı, sonbaharın ruhunu yansıtan bir menüyle soframıza taşıdık.

Bu sofralarda, katılımcılar hem lezzetlerin tadını çıkardı hem de yerel malzemelerin hikâyeleriyle buluştular. Menünün her tabağında kullanılan malzemeleri mitolojik anlatılardan, Anadolu’daki hasat kutlamalarının ritüellerinden, tarihsel ve kültürel bağlamlardan örneklerle anlattım. Narın bereketle olan ilişkisini, ayvanın tarih boyunca şifa ile anılmasını, zeytinin mitolojideki kutsallığını ve doğanın sunduğu her bir malzemenin anlamını hep birlikte keşfettik.

Bu sofralar, sadece bir yemek değil, mevsimi hissetmenin, toprağın hikâyesini anlamanın ve doğanın döngüsüne saygıyla bir adım daha yaklaşmanın bir kutlamasıydı. Sonbaharın cömertliğini ve ahengini paylaşmak, soframızda hem ruhları hem de damakları doyurdu.

Mevsimlerin hikâyelerini ve sunduklarını böyle sofralarda paylaşmak, benim için bir şükür ve mutluluk vesilesi. İşte bu yüzden, her mevsimde sofrayı yeniden kuruyor, toprağın sunduklarını hikâyelerle birleştiriyor ve sizlerle paylaşmaktan büyük bir keyif alıyorum.

Cumhuriyet'in 100. Yıl Yemeği

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız bu özel yılda, böylesine anlamlı bir etkinliğin bir parçası olmak benim için büyük bir onur oldu. 5 Aralık 2023 tarihinde, Garanti Bankası’nın özel bankacılık müşterilerini bir araya getirdiği kutlama programında, Pera Palas’ın eşsiz atmosferinde tarihi bir gece yaşadık.

Programın ilk bölümünde, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof. Dr. Celal Şengör gibi iki değerli hocamızla bir araya gelerek, “Cumhuriyetin 100 Yılında Tarım” konulu bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşinin moderatörü olarak, cumhuriyetimizin tarım politikalarının tarihsel gelişimini ve bunun yemek kültürümüze etkilerini ele almak benim için heyecan vericiydi. İlber Hoca’nın derin tarih bilgisi ve Celal Hoca’nın bilimsel yaklaşımlarıyla bu konuyu çok yönlü ele aldığımız söyleşi, katılımcılardan büyük ilgi gördü.

Söyleşinin ardından, Pera Palas’ın büyülü balo salonunda kutlama yemeğine geçtik. Bu özel gece için Pera Palas Başaşçısı Muharrem Gülen ile birlikte “Cumhuriyetimizin 100 Yılında Yemek Kültürümüzde Değişimler ve Dönüşümler” teması etrafında, tarihsel bağlamı yansıtan bir menü hazırladık. Menüdeki her tabak, cumhuriyetin farklı dönemlerini, değişen malzemeleri ve mutfak kültürümüzdeki dönüşümleri temsil ediyordu.

Yemek boyunca, menüdeki her yemeğin ardındaki hikâyeyi, kullanılan malzemelerin cumhuriyetimizin ilk yıllarından bugüne uzanan anlamını ve yerini katılımcılarla paylaştım. Örneğin, tarım politikalarımızın ve üretim tekniklerimizin mutfak kültürümüzde nasıl köklü değişimlere yol açtığını anlatırken, tabaklarımız bu hikâyeleri lezzetle tamamladı.

Bu özel gecede İlber Ortaylı ve Celal Şengör hocalarımız da soframıza eşlik ettiler ve menüye, anlatıma dair içten takdirlerini paylaştılar. Onların desteği ve sohbetleri, bu geceyi daha da anlamlı kıldı.

Davetliler için bu gece yalnızca bir yemek değil, geçmişten günümüze bir zaman yolculuğuydu. “Yemekte tarih var” diyerek çıktığımız bu yolda, hem sofrada hem anlatıda Cumhuriyetimizin 100 yılını derinlemesine hissettiren bir deneyim yaşadık. Böyle bir kutlamada yer almak, bu tarihi sofranın bir parçası olmak benim için tarifsiz bir mutluluktu.

Speaker Agency Yıl Sonu Yemeği

Konuşmacılarından biri olmaktan büyük mutluluk duyduğum, Türkiye’nin en seçkin konuşmacı ajanslarından biri olan Speaker Agency ailesiyle, 2023’ü uğurlayıp 2024’ü karşılamak için düzenlenen yemekli bir davette bir araya geldik. Her biri kendi uzmanlık alanında değerli olan konuşmacı arkadaşlarımın bulunduğu bu güzel ortamda etkinliğin konuşmacısı olmak benim için tarifsiz bir deneyimdi.

2023’ün son günlerinde, soğuk bir Aralık akşamında, sıcacık bir atmosfer yarattık. Mutfak’ta özel olarak tasarlanan zarif bir sofra ve titizlikle hazırlanmış ortam düzenlemesiyle, Şef Nazlı Türker’in mevsime özgü malzemelerle tasarladığı özel menüyü deneyimledik. Ben de bu menüde yer alan yemeklerin ve kullanılan malzemelerin hikâyelerini; yerellik, sürdürülebilirlik ve tarih bağlamında, Anadolu’nun çok kültürlü mutfak geleneğinden yola çıkarak anlattım. Yeni yıl kutlamalarına dair ritüelleri ve tarih boyunca kullanılmış çeşitli takvimlere dair örneklerle bezediğim anlatılarla bu eşsiz akşama katkıda bulunmaktan büyük mutluluk duydum.

Bu keyifli gece, hem sohbetleriyle hem de lezzetleriyle hafızalarda iz bırakan bir buluşma oldu.

Speaker Agency Yıl Sonu Yemeği
bottom of page